28 Mayıs 2013 Salı

Küçük Sarışın & Rüzgar


Hava esiyordu yine. Tam istediğim gibi. Eski evimin balkonun da defalarca kendimi bıraktım bu rüzgara, bu muhteşem havaya. Bu dünyada beni saf bir huzura sürükleyen nadir şeylerden biriydi bu rüzgar. Onun esintisi altında rahatça uykuya dalabilirsiniz. Sakince ve huzurla.  Ancak  1-2 saat boyunca o esintide durursanız sizi ısıtacak birine ihtiyaç duyarsınız.

Ben neden üşümemiştim bilmiyorum. Kadınımı yatağa geri götürdüm. Beyaz vücuduyla ve çocuksu bir gülücükle yorgana sarıldı. Uykusundan 2-3 saniye izin aldı ve sen de gelmicek misin? dedi. Sonra uykusuna daldı. Tabii ki gelecektim. Hani cehennem hakkında anlatılanları bilirsiniz. İnsanın teninin yenilenerek tekrar tekrar yanacağını falan. Bu kızın yanında kalbim aynen öyle oluyor. Öylesine derin bir şeye kapılıyordum ki ona yaklaşınca.. Yanındayken ve o yanımda yatıyorken her gün kalbimi eritiyordu kadınım. Sabah onun meleksi saçlarının kokusu ve huzuruyla dolarak tekrar yenileniyordu. Ertesi gün tekrar eritiyordu. Beni ve kalbimi. Tanrı aşkına, kim böyle bir şeyi istemez ki?

Kadınımın bacaklarının dibine oturdum. Yatağın sonu. Onu kaybetmeyi ve acı verecek düşünceleri geçirmeye başladım aklımdan. Bu düşüncelerle yüzleşirken güç almak için ona dokundum. Başımı dizlerimin arasına doğru eğmiştim. Gözlerim kapalıydı. Çok daha derinlere dalmadan yanına gittim. Beni dünyadan ve içindeki endişelerin hepsinden kurtaran, kalbimi eriten kadınımın yanına. Halen aynı güzellikte uyuyordu. Alnını öptüm ve ardından onu izlemeye başladım. Onun aksine benim pek uykum yoktu ve bu güzelliğin tadını çıkarmak istiyordum. Onu uyandırmamak için saçlarının uçlarıyla oynuyor, parmaklarımı gezdiriyordum aralarında. Bazen tekrar alnını öptükten sonra başından saçlarının sonuna kadar gezdiriyordum elini. Ve bunu her yaptığımda yüzüne bir tebessüm geliyordu. Uyuyordu, kesinlikle uyuyordu ama aramızdaki aşk uyanıktı. Zaten hep öyle.. Bir an da huzursuz olmaya başladı. Rüyasındaki bir şey onu rahatsız ediyordu sanırım. Yaptığım şeyler pek fayda etmedi. Kulağına eğildim; sevgilim yanındayım. Yanındayım hayatım. Korkma, ben yanındayken kimse sana bir şey yapamaz. Bir kaç saniye durdu. Sevgilim diyerek uyandı. Göz göze geldik. Hayatım n’oldu? Diye soramadan bana sarıldı hemen. Başını boynuma yasladı. Sakin ol sevgilim ben yanındayım dedim. Daha sıkı sarıldı. Biraz sonra rüyasını anlattı bana. Rüyası düşündüklerimle aynıydı. Beni kaybetmesi ve diğer şeyler. Düşüncelerim onun vücuduna dokunduğum an ona geçmişti. İnsanları bu şekilde etkileyebilme olanağım vardı. Düşündüklerimi, aklımdakileri insanların da düşünmelerini sağlayabiliyordum çoğu zaman. Herkesten koruyacağım kızı kendi kâbuslarımla ürkütmüştüm. Ya da onda da var olan korkuları canlandırdım. Olsun, merak etme sevgilim ben yanındayım.

Sakinleştirdim kadınımı. Göğsüme yattı ve bana sarıldı. Sarı saçları vücudumun üstündeydi ve içime akıyorlardı. Nefesi mutlu mu ediyordu, huzurlu mu kılıyordu, heyecanlandırıyor muydu, napıyordu bilmiyorum. Sanırım hepsini hissettiriyordu. Bu yüzden açıklayamıyorum o hissi. Ara sıra başını koyduğu yerin çevresine öpücükler konduruyordu. İkimiz de uykuya dalmadan önce saçlarının kokusu var gücümle ciğerlerime çektim ve başını, güzel saçlarını derince öptüm.

Uykusundan 2 saniye izin aldı ve tebessüm etti. Sonra kalbimi eritmeye başladı.

Hey kadınım, Seni Seviyorum.

Hiç yorum yok: