Hava esiyordu yine. Tam istediğim gibi. Eski evimin balkonun da
defalarca kendimi bıraktım bu rüzgara, bu muhteşem havaya. Bu dünyada beni saf
bir huzura sürükleyen nadir şeylerden biriydi bu rüzgar. Onun esintisi altında
rahatça uykuya dalabilirsiniz. Sakince ve huzurla. Ancak
1-2 saat boyunca o esintide durursanız sizi ısıtacak birine ihtiyaç
duyarsınız.
Ben neden üşümemiştim bilmiyorum. Kadınımı yatağa geri götürdüm. Beyaz
vücuduyla ve çocuksu bir gülücükle yorgana sarıldı. Uykusundan 2-3 saniye izin
aldı ve sen de gelmicek misin? dedi. Sonra uykusuna daldı. Tabii ki gelecektim.
Hani cehennem hakkında anlatılanları bilirsiniz. İnsanın teninin yenilenerek
tekrar tekrar yanacağını falan. Bu kızın yanında kalbim aynen öyle oluyor.
Öylesine derin bir şeye kapılıyordum ki ona yaklaşınca.. Yanındayken ve o
yanımda yatıyorken her gün kalbimi eritiyordu kadınım. Sabah onun meleksi
saçlarının kokusu ve huzuruyla dolarak tekrar yenileniyordu. Ertesi gün tekrar
eritiyordu. Beni ve kalbimi. Tanrı aşkına, kim böyle bir şeyi istemez ki?
Kadınımın bacaklarının dibine oturdum. Yatağın sonu. Onu kaybetmeyi ve
acı verecek düşünceleri geçirmeye başladım aklımdan. Bu düşüncelerle
yüzleşirken güç almak için ona dokundum. Başımı dizlerimin arasına doğru
eğmiştim. Gözlerim kapalıydı. Çok daha derinlere dalmadan yanına gittim. Beni
dünyadan ve içindeki endişelerin hepsinden kurtaran, kalbimi eriten kadınımın
yanına. Halen aynı güzellikte uyuyordu. Alnını öptüm ve ardından onu izlemeye
başladım. Onun aksine benim pek uykum yoktu ve bu güzelliğin tadını çıkarmak
istiyordum. Onu uyandırmamak için saçlarının uçlarıyla oynuyor, parmaklarımı
gezdiriyordum aralarında. Bazen tekrar alnını öptükten sonra başından
saçlarının sonuna kadar gezdiriyordum elini. Ve bunu her yaptığımda yüzüne bir
tebessüm geliyordu. Uyuyordu, kesinlikle uyuyordu ama aramızdaki aşk uyanıktı.
Zaten hep öyle.. Bir an da huzursuz olmaya başladı. Rüyasındaki bir şey onu
rahatsız ediyordu sanırım. Yaptığım şeyler pek fayda etmedi. Kulağına eğildim;
sevgilim yanındayım. Yanındayım hayatım. Korkma, ben yanındayken kimse sana bir
şey yapamaz. Bir kaç saniye durdu. Sevgilim diyerek uyandı. Göz göze geldik. Hayatım
n’oldu? Diye soramadan bana sarıldı hemen. Başını boynuma yasladı. Sakin ol
sevgilim ben yanındayım dedim. Daha sıkı sarıldı. Biraz sonra rüyasını anlattı
bana. Rüyası düşündüklerimle aynıydı. Beni kaybetmesi ve diğer şeyler. Düşüncelerim
onun vücuduna dokunduğum an ona geçmişti. İnsanları bu şekilde etkileyebilme
olanağım vardı. Düşündüklerimi, aklımdakileri insanların da düşünmelerini
sağlayabiliyordum çoğu zaman. Herkesten koruyacağım kızı kendi kâbuslarımla
ürkütmüştüm. Ya da onda da var olan korkuları canlandırdım. Olsun, merak etme
sevgilim ben yanındayım.
Sakinleştirdim kadınımı. Göğsüme yattı ve bana sarıldı. Sarı saçları
vücudumun üstündeydi ve içime akıyorlardı. Nefesi mutlu mu ediyordu, huzurlu mu
kılıyordu, heyecanlandırıyor muydu, napıyordu bilmiyorum. Sanırım hepsini
hissettiriyordu. Bu yüzden açıklayamıyorum o hissi. Ara sıra başını koyduğu
yerin çevresine öpücükler konduruyordu. İkimiz de uykuya dalmadan önce
saçlarının kokusu var gücümle ciğerlerime çektim ve başını, güzel saçlarını
derince öptüm.
Uykusundan 2 saniye izin aldı ve tebessüm etti. Sonra kalbimi eritmeye
başladı.
Hey kadınım, Seni Seviyorum.