14 Ekim 2012 Pazar

Siyah deftere karalamalar #2

Doğallık ve saflığa karşı her zaman ilgim oldu. 5-6 yıl önce fotoğrafları düzenlemeye  başlamıştım. Sanırım buna başlama sebebim kendimi iyi fotoğraflar ile kanıtlamakla  alakadardı ama aslında hiçbir şey bununla ilgili değildi. Kendimi kanıtlamak umurumda değildi. Kanıtlayabileceğim birileri de yoktu sanırım. Ama bu olgunun hayatıma girmesi için  bir bahane gerekliydi ve o buydu, herhalde. İlk defa göze güzel gelir bir düzenleme  yaptığımda kendimi özgürleşmiş gibi hissetmiştim. Aynı zamanlarda müzikle uğraşmaya  başladığım için ilk defa iyi bir kayıtı tamamladığımda hissettiğim gibi. Bu üretmeye bağlı işler yapan her bireyin iyi bir şey yaptığında hissettiği huzurdur. Bunun nedeni olan ve  benim anladığım iki sebep var ama buna girerek yazıyı dağıtmak istemem. Her neyse, binlercesiyle uğraştım galiba. Şu an üzerinde bir şeylerin bozuk olduğu bütün fotoğrafları doğal bir görüntüye çevirmeye çalışıyorum. Ve istediğim nitelikler o fotoğraflarda mevcutsa  neredeyse bunu yapmakta hep başarılı oldum. Hatta en enteresan şartlarda bile. Kimsenin dediklerime inanmadığı şartlar ve nitelikler.

Zaten anlamalısınız ki ben o şartların adamıyım. Beni umursamıyor olmanızın veya anlamıyor olmanızın, ancak bir şekilde benim farklı bir şey sağladığımı anlama ya da hissetme sebebiniz budur. Hiçbir zaman sizin gibi hayat yaşama şansım olmadı ve istemiyorum. Sizin hiç sorun etmediğiniz işlerde çalışmak benim için dayanamadığım hislere sebep oluyor. Ve siz her zaman  ki aptallığınızla, çok bilmişcilik ile dünyanın nasıl döndüğünü bana anlatıyorsunuz. Siz konuyu daha tam açamadan ben sizin ne diyeceğinizi biliyorum ve konuşmaya başladığınızda bir  sonraki cümlenizi bile çoğu zaman doğru tahmin edebiliyorum. Bazılarınız ve bazı şeyler doğru yoldan iyice çıkmaya başlayan şeyler haline gelmiş. Ben ise sizi değil ama dünyada var olan ve yolundan çıkmaya başlamış olan şeyleri, orjinaline has olmayan şeyleri özüne döndürmekle uğraştım. Bunu yapmaktan zevk alarak.

Yaşadığım sürece hep şanssızlığım beni şaşırttı ve öyleyim dedim. Teknik olarak: evet,  öyleyim. Ancak bu şanssızlıkla ilgili değil. Yaptıklarımın düzene etki ediyor olması ve  düzenin düzeliyor olmasıyla alakadar. Ancak böyle olması belli bir güce ters düşüyor. Beni engelleyen, erteletmeye çalışan o güçte bununla alakadar. Yaptıklarım konusunda tek başımayım ama karşıma aldığım şeyler bir tane olmaktan fazla.

Ne olduğumu, kim olduğumu, ne olabileceğimi ve neler yapabileceğimi yavaşca anlayabilmem  beni neredeyse ağlatacak duruma getirdi. Çünkü ne demek istediğimi biraz olsun anladıysanız neden böyle hissettiğimi de sanırım anlayabilirsiniz.

Ben derdimi anlatmaya çalıştım. Bazen uğraşmadım bile. Siz ya deli dediniz, ya da küstah. Bunun aksine sıfatlar için uğraştığımı ve öyle olmadığımı anladığınızda frekanslar galiba yumuşayacak.

Sevgiler.

Hiç yorum yok: